Message
SOCİETY FOR NEUROSCİENCE MAKALESİ
Ayna nöronlar, V.S. Rmachandran gibi bilim adamları tarafından yakın tarihin en önemli nörobilimsel büyük buluşu olarak adlandırılmışlardır. Şu anda öne sürülen kuvvetli bir delil ispat ediyor ki; insanlar maymunlarda bulunan aynı tipteki ‘’ayna nöronlar’’ a sahipler. Bu nöronların yaptığı gerçekten hayrete düşürücü!
Kendinizi ne kadar sıklıkta etrafınızdaki insanların aksanına kayarken buldunuz? İngiltere’de veya hatta California’da bile bir vadi kızı farklı şekilde konuşurlar. Texas’ta bir hafta geçirin ve oranın yerlisi olan bir New York’lu bile konuşmasını yavaş konuşacaktır. Kendinizi ne kadar sıklıkta en iyi arkadaşınızmış gibi gülerken, giyinirken ve hatta kayak kayarken buldunuz? Şimdiye kadar hiç kimse, sizin ve en iyi arkadaşınızın aynı şekilde davranışlara sahip olduğunu gözlemledi mi?
Sinirli, telaşeci bir insanla biraz zaman geçirin ve fiziksel monitör size gösterecektir ki; mimikleriniz somut, ölçülür bir şekilde beyninizi ve vücudunuzu etkileyen şekilde telaşeci ve sinirli bir şekilde davranmaya başlamıştır.
Etrafımızdaki insanların davranışlarının etkileri dayanılmazdır. Ne zaman bilincimiz farkında olup, gayret gösterirse; bununla savaş edebiliriz. Fakat bu bilinç boğuşmasının stresiyle; bilinçsiz, eski süreç karşısında kendimizi durmadan akılsal, duygusal ve fiziksel olarak enerjisi çekilmiş gibi hissederiz.
Sinir ve kızgınlık en hastalık sinirli oluşturan duygulardır. Eğer kızgın veya sinirli bir insanın yakınındaysanız; daha çok kızgın veya sinirli olmaya meyillisinizdir. Eğer bir şoför sinirli el kol hareketleri ve yüz ifadeleri içine girerse, etrafındaki diğer şoförler de davranışını taklit edeceklerdir. Bu da bütün şoförlerde gerginlik ve sinirin daha da çok artmasına sebebiyet verecektir. Buna ilaveten, sürücüler adrenalin ve stresin artımıyla daha da korkuya açık hale geleceklerdir. Sonuç, yol kızgınlığının artışına yolaçan davranış huysuzluğudur.
Eğer canı sıkık biriyle konuşursak, biz de aynı şekilde kendimizi depresyona uğramış, canı sıkkın hissederiz. Bunun yanısıra, kendine güvenen ve dirençli olan biriyle konuştuğumuzda da, kendimizi gerçekten iyi hissetmeye başlarız.
En azından bir gülümsemesiyle odayı aydınlatan bir insanla veya hiçbirşey söylemeden karamsarlık yapan bir insanı da tanımışızdır. Kendimizi açıklayamadığımız bir şekilde bazı insanlara karşı daha yakın, bazılarına karşı daha uzak hissederiz.
http://okyanusum.com/makale/ayna-noronlar-2/
YA MUM OL YA AYNA
"Işığı yaymanın iki yolu vardır; ya mum olmak, ya da onu yansıtan ayna." Edith Wharton
Bu kavramı, enerjilere sürüklenme konumuza uygulayım… Bir kişinin olumsuz enerji ortaya koyduğu bir yerde bulunduğumuzda, ayna nöronlarımız tepki verecektir. Bu şu demek; eğer komşumuz kötü bir ruh halindeyse, kavgacı ve agresifse ve gidip ondan bir fincan şeker istediğimizde, ayna nöronlarımız buna karşı tepki verecek, sinir sistemimize kavgacı, agresif içerikli nöro-kimyasallar ateşlenmeye başlayacaktır. Böylelikle de gerçek anlamda onların düşmanlığını “kapmış” oluruz.
O zaman bundan kendimizi nasıl koruyacağız? Bu gezegendeki en eski tavsiye olan belkide en eski sözlerden birini inceleyerek başlayabiliriz. Negatif enerji tutumu içinde olan bir kişiye karşı “yüksek benlik”li bir reaksiyon yaratmada bilinen bir yaklaşım “diğer yanağını uzat”tır. Bu söz İncil kaynaklı olsa da, bu sözü nöro-kimyasal bağlamda ele aldığımızda, içerdiği anlama yeni bir boyut kazandırır.
“Diğer yanağını uzat”ı hakiki anlamda düşündüğümüzde, bu, “farklı bir yönden bak ve başka birşey gör”dür. Bu o kadar da zor bir şey değil. Ama bize önerilen şey; çekip gitmemiz (duygusal, fiziksel ve enerjik olarak). Düşmanlığı, şaka, sevgi, ya da ilgisizliğe dönüştürerek duygusal olarak geride bırak,yür git. Fiziksel olarak da doğadaki bir güzelliğe bakarak, dokunarak, ya da koklayarak onu geride bırak, yürü git. Güzele dair bir şey gözlemler ya da etkileşimde olursak, ayna nöronlarımız o güzelliğe yönelik kimyasallar ateşleyecektir. Enerjik olarak onu geride bırakıp, yürüyüp git; geçmişten gelen güçlü, olumlu anılar uyandıran bir müzik parçası dinle, bu o iyi hissetme durumu için ayna nöronlarınızın ateşlemesine imkân verir.
Yaşamlarımızda yansıtılmasını istediğimiz duygularımıza bilinçli olarak tabî olduğumuzda, ayna nöronlarımız tepki verecektir. Doğrusu, negatif bir enerji saldırısanı gidermenin sonsuz yolları var- sadece diğer yanağımızı uzatabilmeye ihtiyacımız var. Bunu yapmak neden bazen zor oluyor? Ayna nöronlar kurnaz şeylerdir; onlar, hangisi bizim, hangisi basitçe dışardaki dünyada meydana gelen bir yansıma olduğunu ayırt etmemizi bizim için zorlaştırır. Komşularımızın düşmanlığı o kadar ani olabilir ki, onların düşmanlığını kendimiz ortaya koyuyormuş gibi hissedebiliriz.Tıpkı bir filmdeki hüzünlü bir sahnede olduğu gibi. Bir başkasının olumsuz enerji hali bizi içine çekmeye başladığındaki reaksiyonumuz, onlardan yansıyanın bizden açığa çıktığı yanılgısı ile olur. Kendi enerji alanımızın farkında olmamız, dünyada bir fark yaratabilir. Dua, meditasyon, yalın derin nefes almalar ve rahatlama, gevşeme gibi şeyler bize şifalanmada, yeniden gücümüzü toplamaya dengeli ve istikrarlı olmaya ve kendi zihin durumumuzun ve bireysel enerji alanımızın farkında olmamıza yardımcı olabilir. Bu söylediklerimin hiç biri yeni ya da çok önemli değil—hepimiz bunları biliyoruz—yine de bu hakikate karşı bir şey yapmıyoruz. Dışardaki dünya bize her zaman bir ayna olacaktır—tepki gösterdiğimiz yansımanın kendimizin mi yoksa bir başkasının mı olduğunu tespit etmemiz bize kalmış.
Çeviren: AylinER
Kaynak : http://rxforthesoul.com/category/psychology/page/4/