Message
Bireysel bir varlığımızın olmadığını, aslında O’nun bir yanılsaması/yanılgısı olduğumuzu, yani aslında bizde deneyimleyenin de O olduğunu, bilinicimizin, benliğimizin bir yanılgıdan ibaret olduğunu öğrendik diyelim. Peki bundan sonra ne yapıcaz, nasıl yaşıyacaz?
Devamı...
Nefsini “BİLEN” Rabbini bilir!
“Nefs”ini!!! Buradaki “Nefs” aşağıdaki tabloda bulunan, “İsteyen, arzulayan” “Nefs-i Emmare” değildir!
Buradaki “Nefs”in anlamı “Kendi” ni bilen, “Öz”ünü bilen anlamındadır.
“Hak’ikat”ini “BİLEN” anlamındadır.
“BİLMEK” istiyorsan, “Nefs”inin “Hak’ikat”i aşağıdadır.
Noktadan çıkan dairenin, tamamlanıp, tekrardan noktaya ulaşması için...
Yuvaya dönmesi için...
Damlanın "OKYANUS"a kavuşup, O'ndan ayrı olmadığını, O'ndan olduğunu hatırlaması için...
"ATEŞ"e aşık pervanenin, kavuşup yanması için... Aşkından yanması...
Yokluğu ancak olumsuzlayarak tanımlarsın.
Sıfatlar aslına denk değildir. İsimler yetersizdir.
Zat, Öz, Hakikat... tanımsızdır, sıfatsızdır, isimsizdir...
Yokluğu nasıl tanımlarsın???
O değildir, öyle değildir, o da değildir, değildir... ve değildir...., ancak...dir.
Kuran'ın dili ile....
Ancak ve ancak LA ve İLLA...
Biz bu dünyaya niye gelmiştik?
Kariyer, başarı, aile, kurtarıcı, acı çeken, açlık çeken, zalim, mazlum,...
Bizim rolümüz hangisiydi?
Hangisini başarmamız gerekiyordu?
"KİM"in başarması gerekiyordu?
Roller, roller, roller....