Message
Aradığınız şey, kendinizsiniz. Farkındalığınızın kaynağı birliktedir. Dışınızda aramak yerine, kaynağa gidin ve kim olduğunuzun farkına varın.
Aramak: genellikle manevi yol için kullanılır, birçok kişi de kendilerine arayan denmesinden gurur duyar. Sıklıkla bunlar bir zamanlar paranın, seksin, alkolün ya da işin peşinden de koşmuş kişilerdir. Artık aynı yoğunlukla Tanrı’yı, ruhu, yüce beni bulmayı ummaktadırlar. Sorun, aramaya yanlış bir varsayımla başlamalarındadır. Maddeciliğin kirli, maneviyatçılığın temiz olduğunu ima etmiyorum. Evet, maddecilik belki tümden mahvedicidir, ancak gerçekten önemli olan nokta bu değildir. Arama işi sizi kendinizin dışına çıkardığı için kötüdür. Ulaşılacak amacın para veya Tanrı olması bir şey fark ettirmez. Verimli arayış, kazanılacak bir ödül olduğu fikrinden uzaklaşmayı gerektirir. Bu da ideal bir bene ulaşma ümidi olmadan hareket etmek anlamına gelir, ümit burada başlangıçtan daha iyi bir yere ulaşma isteğidir. Kendinizden başlıyorsunuz; bu tüm cevapları içeren bir bendir. O halde A noktasından B noktasına ulaşmak fikrinden vazgeçmelisiniz. Aynı zamanda, yüksek ve alçak, iyi ve kötü, kutsallık ve küfür hakkındaki sabit fikirleri de terk etmelisiniz. Tek gerçeklik her şeyi kendi deneyimler örgüsü içinde tutar ve bulmaya çalıştığımız şey ise her ne yaşıyor olursanız olun her yerde bulunan bir deneyimcidir.
Birisi, iyilik timsali olmakta birbiriyle yarışan insanlara bakarak, “manevi maddecilik” deyişini uydurmuştur, bu maddi dünyada işe yarayan değerlerin manevi dünyaya transfer edilmesidir.
Manevi maddecilik arayanı bekleyen tuzaklar;
Gerçek bir arayan olmak için bu tuzaklardan sakınmak kadar iyi bir yol yoktur.
Nereye gittiğini bilmemek. Manevi gelişme kendi kendine olur. Büyük olaylar da küçük olaylar gibi aniden meydana gelir. Tek bir kelime yüreğinizi açabilir; tek bir bakış size kim olduğunuzu anlatabilir. Uyanış bir plana göre gerçekleşmez. Bu bir yapbozun parçalarını sonuçta ortaya çıkacak resmi bilmeksizin bir araya getirmeye benzer. Budistlerin bir deyişi vardır, “Eğer yol üzerinde Buda ile karşılaşırsan, onu öldür.” Bu eğer önceden yazılmış manevi bir metni izliyorsanız onu gömün anlamına gelir. Önceden tahmin edebileceğiniz tek şey imgelerdir ve imgeler de asla hedefle aynı şey değildir.
Oraya ulaşmak için çabalamayın. Yolun sonunda bir küp altın veya cennetin anahtarı gibi manevi bir ödül varsa, herkes ödül için mümkün olduğunca çok uğraşır. Bunun için her çabaya değer. Ancak iki yaşında bir çocuğun çabalaması onu üç yaşına getirebilir mi? Hayır, çünkü çocuğun gelişim süreci içeriden başlar. Bir maaş çeki almazsınız, yeni bir insana dönüşürsünüz. Aynı şey manevi gelişim için de geçerlidir. Bir çocuğun gelişimi kadar doğal gerçekleşir, ancak fizyolojinin alanında değil farkındalık düzleminde.
Başka birinin haritasını kullanmayın. Belirli bir mantra kullanarak yapılan derin meditasyonu, yaşamın geri kalanında aydınlanmaya ulaşmanın yolu olarak gördüğüm zamanlar olmuştu. Hindistan’ın en büyük manevi geleneğine ait olan binlerce yıl önceki saygın bilgelerin ortaya koyduğu bir haritayı izliyordum. Ancak tedbir her zaman gereklidir: Başka birinin haritasını izlerseniz, kendinizi sabit bir düşünme yoluna göre eğitiyor olabilirsiniz. Sabit yollar, ruha adanmış olanlar bile, özgür olmakla aynı şey değildir. İlerleme sağlayanlara sadık olarak, ancak kendinizdeki değişiklere açık kalarak, her yönden öğretiler toplayabilirsiniz.
Bunu bir kişisel gelişim projesine dönüştürmeyin. Kişisel gelişim gerçektir. İnsanlar içinden dışarı çıkmasını öğrenecekleri kötü yerlere takılıp kalmıştır. Depresyon, yalnızlık ve güvensizlik düzeltilebilir elle tutulur deneyimlerdir. Ancak depresyondan veya kaygılardan kurtulmak, kendine güven ve daha az yalnızlık istediğiniz için Tanrı’ya veya aydınlanmaya ulaşmak istiyorsanız bu arayışınız hiç bitmeyebilir. Anlayışın bu alanı rutin değildir. Bazıları farkındalıkları arttıkça, kendini daha gelişmiş hisseder, ancak yol üzerinde bulunan engel ve güçlüklerle mücadele etmek için güçlü bir ben duygusu gerekir. Eğer kendinizi zayıf veya narin hissederseniz içerideki gölge enerjilerle karşılaştığınızda daha zayıf ve daha narin olabilirsiniz. Farkındalığın genişlemesinin bir bedeli vardır –sizi sınırlandıran şeylerden vazgeçmelisiniz-, kendini kurban gibi hisseden biri için bu sınırlandırmalar sıklıkla çok inatçı olduğundan manevi ilerleme çok yavaş olur. İçinizde derin bir mücadele hissettiğiniz sürece, yolda önünüzde büyük bir engel durur. Yapılacak en akıllıca iş sorunun bulunduğu seviyede yardım istemektir.
Kendinize bir zaman çizelgesi belirlemeyin. Hedeflerine yeterince hızlı ulaşamadıkları için maneviyattan vazgeçen sayısız insanla tanıştım. “Buna on yılım verdim. Ne yapayım? Ancak hayat bu kadar uzun. Ben bırakıyorum.” Bunların yola sadece bir yıl veya bir ay vakfetmiş olması mümkündür, daha sonra ortada sonuç görmeyen hafta sonu savaşçıları azalır. Hayal kırıklığını engellemek için en iyisi başından bir son tarih belirlememektir, yine de birçok kişi motivasyonu azalmadan bunu yapmayı zor bulur. Ancak motivasyonları da daha başından onları o son tarihe kadar götürmeyecektir. Şüphesiz düzenli meditasyon yapmayı hatırlamak, Yoga sınıfına devam etmek, ilham verici metinleri okumak ve vizyonunuzu önünüzde tutmak için disiplin gereklidir. Maneviyat kıyafetini giymek bir kendini adama duygusu gerektirir. Ancak eğer vizyon sürekli gelişmezse, kaçınılmaz olarak ilginiz başka alanlara kayar. Bir zaman çizelgesi yerine, kendinize manevi gelişim için destek verin. Bu destek bir kişisel öğretmen olabilir, bir tartışma grubu veya yolu paylaştığınız bir partner, düzenli inzivalar veya bir günlük olabilir. Hayal kırıklığına yenik düşme olasılığınız böylece azalır.
Bir mucize beklemeyin. Mucizeyi nasıl tanımladığınız fark etmez; bu belki aniden mükemmel bir sevginin ortaya çıkması, yaşamı tehdit eden bir hastalığın şifa bulması, manevi bir liderin sizi kutsal yağla yağlaması ya da kalıcı ve sonsuz bir kutsanış olabilir. Mucize, yapılacak tüm işleri Tanrı’ya bırakmaktır; doğaüstü dünyanın bir gün sizi fark edeceği beklentisiyle, doğaüstü dünyayı bu dünyadan ayıran şeydir. Tek bir gerçeklik olduğundan, göreviniz bölünme ve ayrılma sınırlarınızı yarmaktır. Bir mucizeyi kollamak ve beklemek sınırları yüksek tutar. Tanrı’dan sürekli bir uzaklık halindesiniz, ona istekle bağlısınız.
Kaynak : Sırlar Kitabı - Deepak Chopra